16. OLAĞAN GENEL KURULUMUZ TAMAMLANDI
Sendikamızın 16. Olağan Genel Kurulu 10-11 Ocak 2024 tarihlerinde Ankara’da gerçekleşti.
Genel Kurul, Genel Sekreter Celal Uyar’ın delegelere hoş geldiniz konuşmasının ardından saygı duruşu ve istiklal marşı ile başladı.
Genel Kurul Divan Başkanlığına Ömer Kamil Kartal, Başkan yardımcılığına Aziz Işık ve divan üyeliğine ise, Sabiha Aylin Dağ oybirliği ile seçildiler.
Divanın oluşumunun ardından DİSK’e bağlı Dev Yapı-İş Genel Başkanı Özgür Karabulut ve Basın-İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu kürsüden delegelerimizi selamlayarak dayanışma mesajlarını ilettiler.
Komisyonların oluşturulması, yönetim, denetim, disiplin kurulları raporlarının görüşülmesi ve aklanması gündemlerinin ardından çalışma raporuna ilişkin görüş, öneri ve önümüzdeki dönem beklentilerini içeren delege konuşmaları gerçekleştirildi.
Delegelerden söz alan Polat Deniz Gülşen; Sosyal-İş ‘ in bugün içinde bulunduğu duruma yönelik tespitlerini paylaştı. DİSK’ e bağlı köklü bir sendika olan Sosyal-İş’ in sınıf mücadelesi çizgisinden uzaklaşmasını eleştiren Gülşen, Sosyal-İş’ in iş kolunda daha etkin ve mücadeleci bir hattı örgütlemesi zorunluluğunun altını çizdi.
Son dönemlerde sendikanın üye sayısındaki düşüşle birlikte, örgütlü olduğumuz işyerlerindeki sorunlara da değinen Gülşen, geçmişte yapılan hataları tekrarlamadan, katılımcı, şeffaf bir sendika anlayışıyla hareket edileceğini, daha güçlü bir Sosyal-İş için katkı vermek isteyen herkesle yol yürümek istediklerini ifade etti.
Delegelerden söz alan Alagöz Kültür Sanat çalışanlarından Emine Spor, çalışanlar olarak işyerinde yaşadıkları sorunlara değindi.
“-Bizler Alagöz Kültür Sanat işçileri olarak anayasal haklarımız için Sosyal-İş İstanbul Şube’de örgütlenme çalışmalarına başladık. Örgütlenme çalışmalarımız haklarımızı alana kadar devam edecek. Sendika haktır engellenemez.” ifadelerini kullandı.
Daha sonra söz alan İSKOOP Merkez Depo çalışanı Adnan Karakaya;
“-İşçi sınıfı olarak haklarımızı savunan yöneticileri seçmek için buradayız. Bu genel kurulda göreve gelecek olan yöneticiler her platformda işçilerin yanında olmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Karakaya’dan sonra söz alan İstanbul Tabip Odası çalışanı Yılmaz Bozkurt; “-İşçilerin sağı solu yoktur, emeği vardır. Bizler, işçiler olarak ne yapıldığına, kazandığımız haklarımıza, birlikte nasıl üretebildiğimize bakarız. İşçiler sendika yöneticilerini tanıyacak, yöneticiler işyeri ziyaretleri, eğitimler yapacak. Bu şekilde sendikal birliğimizi güçlendirerek daha güçlü bir Sosyal-İş Sendikası yaratabiliriz.” ifadelerini kullanarak sözlerini tamamladı.
Daha sonra söz alan delegelerden Ata Leblebici, SGS işçilerinin mesajını iletti.
SGS işçilerinin mesajında işyerinde yaşadıkları ayrımcılık, fazla mesai gibi pek çok sorunların olduğunu, bu sorunları çözmek ve işçilerin en temel hakkı olan örgütlenme hakkını kullanarak Sosyal-İş İstanbul Şubesi’nde örgütlenme çalışması başlattıklarına değinildi.
SGS işçileri; “-Örgütlenme çalışmalarımızın karşılığı en temel haklarımızdan biri olan örgütlenme özgülüğümüz SGS tarafından ihlal edilmesi ve örgütlenme öncüsü olarak bizlerin işten çıkarılması oldu. Sendikaya üye olmak biz çalışanların en temel hakkıdır. Bu hakların kullanılması sonucunda işten atılmak gibi cezalara maruz kalmak kabul edilemez.
Haklarımızın gasp edilmesinin ötesinde kişisel saldırılarla da karşı karşıyayız. Hukuksal süreçte elimizden geleni yapacağız ve adaletin yerini bulması için mücadelemize devam edeceğiz. Yaşadığımız bu süreç bizlere şunu gösterdi ki, haklarımızı savunmak için mücadeleden asla geri adım atmayacağız. Sendikal hakkımız engellenemez. İşten atılanlar geri alınsın.” ifadeleri kullanıldı.
Daha sonra söz alan İSKOOP Marmara çalışanı Ali Benzer; “-Sendika işçiler için umuttur, işçi sınıfı hakları ve yeni kazanımları için gerektiğinde üretimden gelen gücünü kullanmalı, genel kurulda seçilecek yönetimimiz işçilerin ve üyelerinin arkasında bir güç olarak durmalıdır.‘’ diyerek sözlerini tamamladı.
Benzer’den sonra delegelerden Merve Altun, Conecty işçileri adına söz alarak, 500 kişinin çalıştığı Conecty işyerinde zor koşullarda örgütlenme çalışması yapıldığını ve bugün çok sayıda Conecty çalışanının Sosyal-İş’e üye olduğunu, mobbinge, açlık sınırındaki maaşlara, ayrımcılığa ve hak gaspına karşı sendikal mücadelenin kararlılıkla süreceğine vurgu yaptı.
Daha sonra söz alan İSKOOP Seyrantepe çalışanı Zafer Çiğdem; “-2011 yılından bu yana Sosyal-İş’e üye olan işçileriz. Sendikamız daha da büyüsün diye örgütlendiği işyerlerinde bize görev düştüğünde koşa koşa desteğe, yardıma, eylemlere gittik. Yeni yönetimden beklentimiz şeffaf olması, düzenli olarak eğitimler, toplantılar ve işyeri ziyaretleri yapmasıdır. Sendikamızın üye sayısının azalması değil artmasını istiyoruz, bizler her zaman görev için hazırız.” ifadelerini kullandı.
Çiğdem’den sonra söz alan İstanbul Kültür Üniversitesi Sözleşmeli Öğretim Görevlisi Mahir Durmaz;
“-Hep emek kürsüdeydi, ben sözleşmeli öğretim görevlileri adına kürsüye geldim.
Ülkemizde sömürünün en fazla yaşandığı alanlardan birinden sesleniyorum. Şu an vakıf üniversitelerinin tamamı sözleşmeli öğretim görevlileri üzerinden dönüyor. Bu adaletsiz işleyiş çocuklarımıza kadar yansıyor. Şöyle ki; sözleşmeli öğretim görevlisinin bir sonraki senesinde iş sözleşmesinin devam edip etmeyeceği kesin değil. Bu durumun öğretim görevlileri üzerinde yarattığı baskı nedeniyle hukuka uygun olmayan koşullara sessiz kalınabiliyor. Sözleşmeli öğretim görevlileri hayatta kalmak zorundalar. Ancak bugün sefalet ücretiyle karşı karşıyalar.
Sendikal birlik ve mücadele bir “umut verir.” Umut, daha iyi yaşama imkanına kavuşabilme umududur. İki “cesaret verir.” Biraradayız ve daha haysiyetli bir yaşam inşa edebilme cesaretine sahibiz!” diyerek sözlerini tamamladı.
İSKOOP Güneydoğu çalışanlarından Recep Kaya, İskoop Elazığ çalışanlarından İshak Sarıkaya, Jeoloji Mühendisleri Odası çalışanlarından İlhan Esim ve Birleşik Metal-İş çalışanlarından Eyüp Özer söz alarak daha güçlü bir Sosyal-İş ve DİSK ‘in yaratılması noktasında değerli eleştiri ve önerilerini paylaştılar.
Delegelerin konuşması tamamlandıktan sonra komisyon raporlarının okunmasının ardından söz alan Genel Başkan adayı İlhan Ağırbaş;
“Genel Başkanlığa adayım. Ama aday olduğumuz tek şey sendikanın başkanlığı değil, Sosyal-İş’i hak ettiği güce ulaştırmaya, Sendikamızı baraj denen garabetten kurtarmaya adayız. Her bir üyenin işyerinde, mahallesinde, ailesinin içinde gururla ben Sosyal-İş’liyim diyebildiği, üyelerin sendikada olan biten her şeyden haberdar olabildiği ve üyelerin kendi yetenekleri ile sendikamızın ve Türkiye işçi hareketinin gelişimine katkı sunabildiği yeni bir Sosyal-İş yaratmaya geldik. Hepsinin özeti biz herhangi bir makama değil çok zorlu bir göreve adayız.
Sosyal-İş güçlü bir sendikadır, biz bunun farkındayız. Üyelerimizle birlikte kararlar alıp, beraber tartışarak ve onların enerjisinden faydalanarak, üyelerin tanımlı bir işleyiş içinde, sendikanın her adımında katılabildikleri, kendisini işyeri işyeri, bölge bölge örgütleyen katılımcı ve demokratik yeni bir Sosyal-İş yaratacağız ve sendikamızı hak ettiği yere getireceğiz. Bu nedenle bize oy verirken şunu bilin hepinizin yorulmasını isteyeceğiz, hepinizin işyerlerinde Sosyal-İş’in gururlu birer temsilcisi olmasını isteyeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Ağırbaş, Ülkemizde yaşanılan sorunlara da değinerek, sendikamızın bu ülkede anayasal demokrasinin savunucusu olmak zorunda olduğunu, en azından kendi ekmek mücadelemiz için bunu yapmak zorunda olduğumuzu belirtti.
Genel Kurulun ikinci gününde zorunlu organlar ve DİSK delegasyonunu belirlemek üzere seçimlere geçildi. Sandıkların açılması ve oy sayımının ardından; İlhan Ağırbaş Genel Başkanlığa, Polat Deniz Gülşen Genel Sekreterliğe, Murat Bozbeyoğlu, Gökhan Keskin ve Gökhan Mangal Genel Yönetim Kuruluna seçilirken, Denetim Kuruluna Yılmaz Bozkurt, Ebru Avci ve Alev Ceylan, Disiplin Kuruluna ise Recep Kaya, Meriç Dilekli ve Şengül İşçi seçildiler.