‘İç cepheyi sağlamlaştırma’ siyasetinin örtmeye çalıştığı gerçeklerden biri de iş cinayetleri…
Ekim ayında 164, yılın ilk on ayında en az 1540 işçi hayatını kaybetti
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Ağustos’taki konuşmasında kullandığı “iç cephe” ifadesini, Eylül ayında sermaye temsilcileriyle buluştuğu ABD ziyaretinden sonra “İç cephe bizi biz yapan değerlerdir” şeklinde bir kez daha kullandı. Devamında Cumhur İttifakı’nın diğer ortağı Bahçeli “iç cephe”yi sağlamlaştırarak “Büyük Türkiye Yüzyılı”nı başlatmak için çağrılar yaptı. Bu açıklamalar, bölgesel dengelere ve parlamenter sistemin çıkarlarına göre toplumsal sınıfları sermaye kümesinde konumlandırma çağrısıdır. Altında da ulusal ve uluslararası konjonktürden kaynaklı çok sayıda faktör vardır.
İsrail’in Gazze katliamının ölçeğini genişleterek ABD’yle birlikte savaşı Lübnan ve İran’a doğru yayması, bölgesel tedarik ve meta zincirlerinin güvenliğini ve sürekliliğini ilgilendiren devletlerarası bir iktisadi boyuta sahiptir. Cumhur İttifakı “iç cephe” çağrısını, bölgesel savaş nedeniyle tedarik ve lojistik zincirlerinin güvenliğinin ve enerji sevkiyatının tehlikeye girdiği bir dönemde yapıyor. Türkiye devleti ve sermayesi bu noktada Ortadoğu’da yeni rol kapmak istiyor…
“İç cephe”, orta vadeli program ve yeni anayasa ekseninde parlamenter muhalefetin tüm bileşenlerini kapsayacak, siyasal alandaki basıncı azaltmaya ve kontrol etmeye yönelik politika manevrasıdır. Sermayenin içerideki üretim temposunu korumak için siyasal hegemonyayı hedefleyen “iç cephe” stratejisinin somut görünümleri, orta vadeli program (OVP) aracılığıyla ekonomik zor ve işçi hareketlerinin başını ezecek siyasal zordur. Bu ikisi Cumhur İttifakının (Şimşek Programının) kolonlarıdır. “İç cephe”, sanayi burjuvazisinin üretim kapasitesini hem ülke sınırları içerisinde ve çevresinde hem de “yeni anayasa” gibi siyasal projelerde Cumhur İttifakı yörüngesinde tutmayı amaçlayan bir çağrıdır…
İç cepheyi sağlamlaştırma politikası işçi sınıfının teslim alınmasıdır
Sermaye birikiminde tıkanmadan ve değersizleşmeden orta vadede kurtulmanın yolu, düşük teknolojili üretimle-düşük ücretlerle işçi verimliliğini artırmada aranıyor. Bu strateji, OVP’deki fason vaatlere rağmen, Türkiye kapitalizminin yapısal karakterinin zorunlu sonucudur. Yüksek kâr marjını hedefleyen yüksek teknolojili üretime geçiş sancılı bir süreçtir. Bunun tek yolu ise Avrupa sermayesinin karlılığında sıçrama olmasına bağlanıyor.
Yüksek kârlılık sıçraması için daha fazla verimlilik arayışı emek sömürüsünün daha fazla yoğunlaşması demektir. Ücretlerin daha fazla baskılanması ve işçi sınıfını hareketsiz kılmak amacıyla sendikalaşmanın cezalandırılması “iç cephe”nin sınıf savaşı stratejisidir. Kuşkusuz etkiye tepki prensibi gereği baskılar işçi eylemliliklerini de artırmaktadır. Fernas Madencilik, Polonez Gıda, Akcanlar Tekstil, As Plastik, Elba Bant, Eker Süt, Befesa Silvermet, Mersen, Özel Sektör Öğretmenleri, Belediye İşçileri, TELUS İnternational, Bekaert, Tarkett Zemin Kaplama, Yemeksepeti, UNTD İnşaat, MKB Rondo, Yolbulan Metal, Tolsa, Lezita ve Türkiye’nin dört bir yanındaki işçi direnişleri ve grevleri “iç cephenin” hedefindedir.
İşte tam da bu noktada “işçi sınıfı cephesi”ni güçlendirmek için mücadele başlıklarımız ise bellidir:
Ekim ayında en az 164 iş cinayeti…
Yüzde 62’sini ulusal basından; yüzde 38’ini ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla Ekim ayında en az 164, yılın ilk on ayında en az 1540 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
2024 yılının ilk on ayında iş cinayetlerinin aylara göre (güncellenmiş) dağılımı şöyle:
Ocak ayında en az 161 işçi, Şubat ayında en az 149 işçi, Mart ayında en az 124 işçi, Nisan ayında en az 165 işçi, Mayıs ayında en az 142 işçi, Haziran ayında en az 138 işçi, Temmuz ayında en az 148 işçi, Ağustos ayında en az 192 işçi, Eylül ayında en az 157 işçi ve Ekim ayında en az 164 işçi hayatını kaybetti…
Ekim ayında iş cinayetlerinin işkollarına göre dağılımı şöyle:
İnşaat, Yol işkolunda 49 işçi; Tarım, Orman işkolunda 30 emekçi (18 işçi ve 12 çiftçi); Taşımacılık işkolunda 18 işçi; Ticaret, Büro, Eğitim, Sinema işkolunda 8 işçi; Konaklama, Eğlence işkolunda 8 işçi; Gıda, Şeker işkolunda 7 işçi; Metal işkolunda 6 işçi; Savunma, Güvenlik işkolunda 6 işçi; Madencilik işkolunda 5 işçi; Enerji işkolunda 5 işçi; Gemi, Tersane, Deniz, Liman işkolunda 5 işçi; Belediye, Genel İşler işkolunda 5 işçi; Petro-Kimya, Lastik işkolunda 2 işçi; Çimento, Toprak, Cam işkolunda 2 işçi; Ağaç, Kâğıt işkolunda 1 işçi; Sağlık, Sosyal Hizmetler işkolunda 1 işçi; Elimizdeki veriler ışığında çalıştığı işkolunu belirleyemediğimiz 6 işçi hayatını kaybetti…
Ekim ayında iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı şöyle:
Yüksekten Düşme nedeniyle 31 işçi; Kalp Krizi, Beyin Kanaması nedeniyle 30 işçi; Trafik, Servis Kazası nedeniyle 24 işçi; Ezilme, Göçük nedeniyle 21 işçi; Şiddet nedeniyle 15 işçi; Patlama, Yanma nedeniyle 14 işçi; Elektrik Çarpması nedeniyle 8 işçi; İntihar nedeniyle 7 işçi; Zehirlenme, Boğulma nedeniyle 4 işçi; Nesne Çarpması, Düşmesi nedeniyle 2 işçi; Kesilme, Kopma nedeniyle 1 işçi; Diğer nedenlerden dolayı 7 işçi hayatını kaybetti…
Ekim ayında iş cinayetlerinin yaş gruplarına göre dağılımı şöyle:
Ekim ayında dört çocuk işçinin ölümüyle beraber bu yılın ilk on ayında ölen çocuk işçi sayısı 61’e ulaştı.
Emekli maaşlarının yetmemesi, EYT ve emeklilikte adalet tartışmaları devam ederken 50 yaş ve üstü ölen işçilerin sayısı en az 49. Yani Ekim ayında ölen neredeyse her üç işçiden biri emekli/emeklilik çağında/yaşlı.
Ekim ayında Türkiye’nin 47 şehrinde ve yurtdışında dört ülkede (kısa vadeli çalışmak için gidilen veya Türkiye menşeili şirketlerde çalışan) iş cinayeti gerçekleştiğini tespit ettik:
26 ölüm İstanbul’da; 10 ölüm Ankara’da; 9 ölüm Sakarya’da; 8 ölüm Manisa’da; 7’şer ölüm Antalya ve Muğla’da; 6’şar ölüm Hatay ve Şanlıurfa’da; 5’er ölüm Kütahya, Mersin ve Yozgat’ta; 4’er ölüm Gaziantep, Ordu ve Zonguldak’ta; 3’er ölüm Adana, Bartın, Bursa, Çorum, İzmir, Kocaeli ve Konya’da; 2’şer ölüm Adıyaman, Burdur, Diyarbakır, Karabük, Karaman, Kayseri ve Osmaniye’de; 1’er ölüm Afyon, Aydın, Balıkesir, Batman, Çanakkale, Denizli, Düzce, Elazığ, Giresun, Hakkari, Isparta, Kahramanmaraş, Kırşehir, Muş, Niğde, Sinop, Tekirdağ, Trabzon, Van, ABD, Irak, İspanya ve Küba’da meydana geldi…
2024 yılının Ekim ayında iş cinayetlerinde hayatını kaybeden 164 işçiyi saygıyla anıyoruz…
Babür Meyliev, Mehmet Keser, İsmail Can Karasu, Ahmet Ercan, Muhammet Güney, Muhammed El Necm, İsmail Yaman, Muhammed Ali Kerim, Sinan Budak, Veysel Taştan, M.H.N., Meylıs Atchaparov, Sadi Ekiz, Yaşar Erdoğan, Nurten Akbaş, Feride Keskin, Adem Poyraz, Sebahattin Çakır, Mustafa Çağlar, Mustafa Yılmaz, Dursun Erkoç, Hasan Esmer, Arif Zeybek, Murat Yakupoğlu, Nuri Çidik, İsmail Elaldı, Kezban Karaduman, Meryem Akkuzu, Mustafa Aktaş, Recep Sezgin, Naim Karagüzel, Merve Menteş, Fatma D., Güven Albayrak, Eray Kızıldağ, Hasne El Asada, Ömer Faruk Özçelik, Mustafa Çakan, Ferdi Tayyar, Adem Balta, Halil İbrahim Yolcu, Galip Uçar, Muammer Samet Karaoluk, Ahmet Öztürk, Mehmet Bozkurt, Onur Ünser, Hayrullah Afşin, Ahmed Zuaytır, Ertuğrul Yel, Hakan Durgut, Eşref Yunus Yıldırıcı, Mustafa Gündüz, Muhammed Elmuheymi, Erkan Öztürk, Halim Eminol, Ali Yılmaz, Serdar İkier, Necati Yıldızhan, Yasin Ordukaya, Tezcan Demir, Hüseyin Azuz, Adem Ergin, Ali Çiçek, Yener Koçkaya, Necat Gögercin, Metin Uyguner, Musa Has, Ahmet Görmez, İdris Us, Emrah Yağızer, Metin Batır, Mahsun Şahin, Mehmet Şirin Başbay, İbrahim Özmen, Bayram Korkmaz, Murat Saldı, Emrullah Gökçek, Ahmet Gök, Hüseyin Zagok, Özcan Can, Çelebi Akgül, Mohammed Saleh Mohammed, Nihat Demir, Sedat Apuhan, Tayfun Bozkuş, Ali Arıkboğa, Veysel Durmaz, Soner Dereli, Servet Karakaş, Erdal Özdemir, Fırat Polat, Şerafettin Dilmen, Ahmet El Hüseyin, Ömer Kenan Emeç, Metin Demirhan, Muhammed Klut, Hacı Aslan Çildaş, A.Ç., Mehmet Kuşlu, Yılmaz Kocadağ, Mehmet Geliş, Mustafa Gülenyüzlü, Musa Ören, Mahmut Geçgel, Mustafa Ateş, İbrahim Kanmış, Tamir D., M.K., Abuzer Demir, Suat Yetgin, Veli Bacaksız, Fuat Türkyılmaz, Zeki Tepeli, Asker İçke, Ejder Dağlı, Ali Akgül, Enes Ali Çakmak, Murat Arslan, Remzi Görünmez, Regaip Ceylan, Hüseyin Arkan, İ.G., Fahrettin Dağ, Orhan Toklu, M.K., Ali Kazancı, İlçehin Pehlivan, Mustafa Ergun, Mehmet Akif Çalayır, Emirhan Çetinkaya, Ali Yalçın, Hüseyin Aydemir, Gökhan Kant, Tevfik Samet Altıparmak, Ali Yılmaz, Abdallah Shakish, Kenan Dölek, Ferda Türköz, Osman Çiçil, Zafer Arduç, Sefa Çelik, Hasan Emre, Ümit Becerik, Ekrem Çelebi, Hilmi Çelik, Ilgın Ceylan, Zahide Güçlü Ekici, Cengiz Coşkun, Hasan Hüseyin Cambaz, Atakan Şahin Erdoğan, Nevzat Çevik, Yunus Hatay, Ali Rıza Susam, Şerif Artan, Hanife Tanyel, Rauf Güven, Cengiz Kurcan, Reşit Toprak, Savaş Yıldırım, Nurdan Taşkın, Şerafettin Bilgin, Adem Kurudere ve ismini öğrenemediğimiz iki işçi…