6 ŞUBAT'IN 2. YILINDA: DEPREM VE KADIN

06 Şubat 2025, Perşembe 129 Kişi

6 ŞUBAT DEPREMLERİNİN 2. YILINDA: DEPREM VE KADIN

SOSYAL-İŞ KADIN GÜNCESİ - 2

6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde iki büyük deprem meydana gelmiş ve bu felaket Türkiye’nin 11 ilinde 13 milyondan fazla insanı etkilemiştir. İnsanların (son verilere göre hayatını kaybeden 53.537 kişi) hayatını ve sevdiklerini kaybettiği, çok sayıda hayvanın öldüğü, doğanın büyük bir tahribata uğradığı felaket sonrası geriye kalanlar için de adeta zulüm denilebilecek hayatta kalma mücadelesi başlamıştır.

Kayıplarının yaralarını saramadan yıkıntı alanları içinde kalabalık çadır ve konteyner kentlerde, derme çatma barınaklarda yaşamaya çalışan insanların karşılaştığı zorlu yaşam şartlarının mimarı hiç kuşkusuz ki devlet yetkilileridir. Alanında uzman meslek odalarının ve bilim insanlarının uyarılarını dikkate almayarak binaların depreme dayanıklı biçimde inşa edilmesini sağlamayan yetkililer, toplumu adeta kaderine terk etmiş ve inşaat sektörünün zenginleşme hırsına ortak olmuştur.

Tüm bu yıkıntının sonrasında en ağır yükü taşıyan kuşkusuz yine kadınlar olmuştur. Yapılan araştırmalar deprem bölgesinde yaşayan kadınların işsizlik oranının ülke genelinde gerçekleşen kadın işsizlik oranından daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Türkiye’de toplam kadın işsizliğinin yaklaşık yüzde 10’unu deprem bölgesinde yaşayan kadın işsizler oluşturmaktadır.  Yapılan çalışmalar Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında sunulan kısa çalışma ödeneği ve işsizlik sigortası fonu nakdi ücret desteği gibi olanaklardan kadınların yüksek oranlarda mahrum edildiğini ortaya koymuştur.

YIKILMIŞ KENTLER İÇİNDE KADINLAR NELER YAŞADI?

- Dağılmış haneyi ve yıkılmış evi geçici barınma koşullarında yeniden kurmak üzere kadınların yaptığı ev işleri ve bakım emeği mesaisi adeta sonu gelmeyen vardiyalara dönüşmüş, devlet toplumsal yeniden üretim hizmetlerinden çekildiği için bütün bu sorumluluklar kadının ücretsiz emeğine devredilmiştir. 

- Artan iş yükleri ve hanenin geçimlik ücrete daha fazla ihtiyaç duyması nedeniyle kadınlar daha kötü koşullarda daha güvencesiz çalışma biçimlerine mecbur bırakılmıştır. 

- Gidecek başka yeri olmayan kadınlar, istemedikleri evlerde yaşamak zorunda kalmış ve buna bağlı olarak stres ve deprem travmasına bağlı adet düzensizliği vakaları da hız kesmeden devam etmiştir. Deprem öncesi de var olan evlilik içi tecavüzler, deprem olduğunda boşanma aşamasında olan kadınlar üzerindeki baskı, şiddet ve barınma sorunu katlanarak artmıştır.

- Tek yaşayan kadınlar, güvenlik tehdidi ile karşı karşıya kalmış, tanıdıkları yakınlarına sığınmak durumunda kalan kadınlarda ise minnet gibi yük ve suçluluk duyguları ağır bastığı için bakım emeği daha da derinleşmiştir. 

- Kadınlara yönelik bölgede yürütülen hiçbir kamusal psikososyal destek mekanizması yeterince oluşturulmamış, kadınlar ruhsal yaralarını da kadın örgütleri ve kadın dayanışmasıyla sarmaya çalışmıştır.

- Şiddet vakaları artmış, deprem sürecinde Sosyal Hizmetlere gelen 2 bin vaka olmasına rağmen bu durum bölgenin resmi rakamlarına yansıtılmamıştır. 

- Afetlerdeki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı dinamikleri anlamak ve uygun politikalar geliştirmek için cinsiyete göre ayrıştırılmış veriler tutulmamış, tutulduysa da kamuoyuyla paylaşılmamıştır. 

- LGBTİ ’lar açısından da güvenlik ve acil ihtiyaçlara erişememe durumu kritik boyutlara ulaşmış, eşcinsel kimliği ile yaşayanlar ayrımcılığa maruz bırakılacaklarından korktukları için yardım noktalarına başvurmaya dahi çalışmamıştır. Başvurduklarında ise bariz bir ayrımcılıkla ya yardım alamamış ya da en sona bırakılmışlardır.

- Göçmen kadınlar dil bilmedikleri için yardım isteyememiş ve kimlikleriyle uğradıkları ayrımcılık afetle birlikte derin bir mağduriyete dönüşmüştür. 

Yaşananların sadece bir bölümüne yer verebildiğimiz aslında sayfalarca sorunun olduğu ve devam ettiği deprem bölgesinde kadınların istihdam koşullarının desteklenmesi ve öncelikli sayılması, güvenli yaşam şartlarının oluşturulması, konteynırlarda çocuk ve hasta bakımı yükü iki katına çıkan kadınların devlet tarafından her anlamda normalin üstünde bir özveriyle desteklenmesi gerekirken her zaman olduğu gibi felaketin yarattığı maddi manevi yıkım içinde  de kadınlar yalnız bırakılmış, yetkililer yardım ve destek çağrılarına kulak tıkamıştır.

Depremin üstünden iki yıl geçmiş olmasına rağmen biz kadınlar, merkezi ve yerel yönetimlerin koordinasyonsuzluğu, kar hırsı, zamanında gelmeyen yardımlar, kadınların yalnızlaştırılması kısaca patriyarkal kapitalizmin yarattığı bu yıkım nedeniyle yaşadığımız kayıpları unutmadık, sorumluları affetmedik, hesap sormaya devam edeceğiz.

Kaynakça: 
Hatay Depremzede Derneği, Dayanışma Gönüllüleri Derneği, İşçi Kadın, MOR ÇATI, Eşitlik İçin Kadın Platformu, DİSK-AR

SOSYAL İŞ ANKARA ŞUBE KADIN KOMİSYONU

 

Sosyal-İş Kadın Güncesi | 1'i okumak için tıklayın.