DÜNYA SENDİKALAR FEDERASYONU’NUN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ’I İÇİN EYLEM GÜNÜ AÇIKLAMASI

29 Ağustos 2022, Pazartesi 952 Kişi

DÜNYA SENDİKALAR FEDERASYONU’NUN 1 EYLÜL DÜNYA BARIŞ’I İÇİN EYLEM GÜNÜ AÇIKLAMASI


1 Eylül 1939 tarihi  Nazi Almanya’sının Polonya’ya karşı başlattığı saldırı ile insanlık tarihindeki en büyük yıkım ve kıyıma neden olan İkinci Paylaşım Savaşını başlattığı tarihtir.   Bu tarih dünya barışını savunan güçler tarafından “1 Eylül Dünya Barış Günü” olarak anılmaktadır. 1 Eylül aynı zamanda Dünya Sendikaları Federasyonu’nun kuruluş yıldönümüdür. 1 Eylül 1945 tarihinde Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) kurulmuştur. Bu bağlamda bu tarih ,hem Nazi faşizminin kurbanlarını anma ve onları onure etme hem de sınıf mücadelesinin yürütülmesi açısından oldukça önemlidir. Nazi Almanyası’nın tüm insanlığa karşı başlatmış olduğu ırkçı, şovenist  saldırganlığının sonucunda elli milyondan fazla insan hayatını kaybetti. Onlarca ülke ve yüzlerce şehir baştan  aşağı yıkıldı. Ödenen bu ağır bedelin nedeni ise; emperyalist devletlerin pazarlarını genişletme, daha fazla kâr ve kendi doğalarında var olan ırkçılıktır.


Dünya halklarının barış içinde yaşama haklarına karşı tehlike ve tehditler giderek tırmanmaktadır, dünyada savaş ocakları yanmaya devam etmektedir. Bu açıdan 2022 yılı 1 Eylül Barış Günü, yıllardır barış mücadelesi yürüten güçler için daha büyük anlam ifade etmektedir.


ABD, NATO, AB'nin Rusya ile çatışması, Rusya'nın Ukrayna'nın işgalinin yanı sıra ABD-Çin çatışması giderek daha da kızışmaktadır. Dünyamızdaki ekonomik kaynakların paylaşımı için emperyalist odakların sürdürdüğü ekonomik, siyasi ve askeri rekabetin her gün daha da yoğunlaştığı bir dönemin içinden geçmekteyiz. Dünya halkları, emperyalist düşmanlığın bedelini ölümle, mültecilikle, açlıkla, yaşam ve çalışma koşullarının kötüleşmesi ile ödemektedir.


ABD ve onun Avrupalı müttefiklerinin saldırganlık örgütü olan NATO, yakın zamanda kararlaştırılan “yeni stratejik konsept” ile saldırganlık politikalarını bir üst boyuta taşıma kararı aldı. Madrid'teki NATO  zirvesinde NATO’nun etki alanının tüm dünya çapında genişletme kararı oylandı. Tüm dünya barışı için bir tehlike haline gelen emperyalist saldırı örgütü NATO'ya karşı savaşım dünden daha fazla önem kazanmaktadır. NATO ve emperyalist ittifaklara karşı savaşım dünya halkları için zorunluluktur.


Emperyalist devletlerin kendi yarattıkları yapay “Demokrasi” güçleri ile “otoriterlik ”  güçleri    arasındaki sözde çatışması olan savaşlar, halklar için tam anlamıyla büyük bir felaket ve  yıkım oldu. Başını ABD’nin çektiği emperyalist devletlerin “demokrasi” tesis etmek için Yugoslavya, Filistin, Lübnan, Libya, Suriye, Irak, Kıbrıs ve daha pek çok ülkeye yaptığı  müdahale sonucunda milyonlarca insan hayatını kaybetti. Milyonlarca insan evini, barkını  ve ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Mülteciler, sığındıkları ülkede bir yandan emek pazarında en ucuz emek gücünü oluştururken diğer yandan sığındıkları ülkelerin şovenist saldırganlığının mağdurları olarak yaşam mücadelesi vermektedirler.


Bugün emperyalistlerin uluslararası hukuk ve hukuk savunucuları olarak görünme çabası, onların insan hakları konusundaki iki yüzlü ve kirli sicillerini temizlemeye yetmemektedir. Dünya barışı, fazla kâr hırsı için birbirini boğazlayan, pazar payını daha da genişletmek için mazlum halklara askeri operasyon düzenlemekten çekinmeyen ve her gün dünyanın bir köşesinde savaş ocakları yakan emperyalist devletler tarafından korunamaz. Dünya barışı, aşırı sağ, milliyetçi ve faşist ideolojiler yanlısı güçler tarafından da korunamaz. Çünkü bu ideolojiler savundukları milliyetler, kimlikler ve talepler değişse de onların emperyalizme hizmet etme noktasında orta paydayı teşkil etmektedir.


Dünya barışı temel ilke olarak; emperyalist saldırganlık örgütü NATO’un lağvedilmesi ve emperyalist savaş ve savaş nedenlerinin ortadan kaldırılmasını, nükleer silahların imha edilmesini ve en önemlisi insanın insan tarafından sömürüsüne dayanan kapitalist sistemin ortadan kaldırılması gerektiğini savunan ve bunun için mücadele eden güçler tarafından sağlanacaktır. Barış mücadelesi aynı zamanda sömürüye karşı savaşımdır. Ukrayna'daki savaş, dünya çapındaki kapitalist krizi daha da derinleştirmektedir. Dünya çapında başta işçiler ve emekçiler olmak üzere orta katmanlar da işsizlik, açlık, yoksulluk ile boğuşuyor.

Tüm dünyada yükselen enflasyon geniş kitlelerin yoksullaşmasına neden oluyor. Pandemin hala varlığını sürdürmesi ise krizin daha da derinleşmesine neden oluyor.


Dünya Sendikalar Federasyonu  1 Eylül Barış İçin Eylem Günü vesilesiyle,


DSF; tüm demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı ilkesini savunan sendikaları, savaş karşıtı anti-emperyalist eylemlere öncülüğe çağırıyor. Savaşa karşı barışı, halkların kendi kaderlerini tanıma ve halkların kardeşliğini savunan en geniş kitlelerin eylemlerinde işçi sınıfının temsiline çağırıyor. Ayrıca DSF bütün dünya ezilenlerini; militarizme ve emperyalist müdahalelere, ablukalara karşı, kapitalist sömürüye ve sosyal adaletsizliğe karşı işçi sınıfını birlik, mücadele ve dayanışmaya çağırıyor.


DSF, tüm işçileri mümkün olduğunca kitlesel olarak örgütlemeye çağırıyor,


Demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı ilkesini savunan sendikalara katılmak, desteklemek ve güçlendirmek ve böylece mücadelelerinin daha kararlı ve etkili kılınmasını sağlayacaktır.  Sadece örgütlü demokratik sınıf ve kitle sendikal savaşım yoluyla uluslararası finans kapital tarafından yönlendirilen küresel sömürü sistemini devirebilir miyiz? Daha adil ve eşit bir dünya için emperyalist savaşların olmadığı, insanın insan tarafından sömürülmediği bir dünya için demokratik sınıf ve kitle sendikacılığı önemli bir okuldur. Başka bir dünyayı kuracak olan işçi sınıfımıza olan inancımızla …

Tüm üyelerimiz 1 Eylül Barış İçin Eylem Gününü Kutlarız.

Dünya Sendikaları Federasyonu
Genel Sekreterlik

 

Habere WFTU üzerinden ulaşmak için tıklayınız!